Yıllardır ağrı kesici olarak kullandığımız ve avrupalıların bulduğu konusunda hemfikir olduğumuz bir konu. Fakat haber7.com da yer alan bir habere göre aspirin aslında bundan 800 yıl önce selçuklular tarafından tedavilerde ağrı kesici olarak kullanılmış. Bu konuda açıklamayı ise Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ekrem Aktaş yapmış.
Aktaşın açıklamamalarına göre Gevher Nesibe Darüşşifası 1206 yılında Selçuklu hükümdarı 2. Kılıçarslanın Kızı Gevher Nesibe adına kardeşi 1. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırıldığını belirtmiş.
Asprinin bilinen tarihi günümüzden 100 yıl öncesine dayanmakta. Tabi bu aspirin sentetik. Gelin görünki Selçuklular zamanında ağrı kesici olarak kullanılan madde doğal. Haberin devamı şu şekilde;
O dönemde birçok bitki ilaç olarak kullanılmış. Örneğin mısır püskülü idrar söktürücü etkisinden dolayı kaynatılarak suyu hastalara içirilmiş. Çiğdem bitkisinin suyunu gut hastalığının tedavisinde kullanmışlar. Tabii kan değerlerini analiz edebilecekleri bir teknoloji yok. Hastanın genel durumuna göre bu bitkiler kullanılmış. Ayrıca kavak ve söğüt ağacından elde edilen salisilik asit ile baş ve diş ağrılarını geçirmeye çalışmışlar. Bu madde aspirinin etken maddesidir. Türkler bu maddeyi 1206 yılından 1800’lü yıllara kadar kullanmışlardır. Günümüzden 100 yıl önce ise bu madde laboratuvar ortamında sentetik olarak üretilmiş ve aspirin adıyla piyasaya sürülmüştür.
Prof. Dr. Ekrem Aktaş, söğüt ve kavak ağacının gölgesinde uyuyan kişilerin de son derece rahatlamış olarak uyandıklarını belirterek, bunun ağaçların özünde bulunan salisilik asitin etkisinden kaynaklandığını sözlerine ekledi.
